Hadislerde de tavsiye edilen kupa terapi (hacamat), geleneksel tedavi usulleri içerisinde, en eskilerden bir tanesidir. En az 6000 senelik bir tarihi olduğu düşünülmektedir. Bu bakımdan kupa terapinin (hacamatın) etkinliği geleneksel tedavilerin gelişim mantığı göz önünde bulundurulduğunda kesindir. Anca bu tedavi edici etkinin mekanizmaları ve unsurları konusunda farklı düşünceler ve ekoller vardır. Günümüzde kupa terapisi iki farklı şekilde yapılmaktadır. Bunlardan birincisi kuru kupa, ikincisi de yaş kupadır. Pratikte daha çok yaş kupa uygulaması yapılmaktadır. Amaç vücutta zamanla cilt altında depolanmış olan toksik (zehirli) maddeleri dışarı almaktır. Böylece başka bir yöntemle vücuttan uzaklaştıramayan toksinlerin vücutta oluşturduğu birçok şikâyetin ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır. Kupa terapinin yan etkileri hemen hemen yoktur. Bazı özel durumlarda uygulanması tavsiye edilmez…
Vücutta hücrelerin yaşamsal faaliyetlerini sağlıklı bir şekilde devam ettirebilmeleri için korunması gereken dengeye homeostazi denir. Vücutta yaşamsal fonksiyonların devamlılığı için korunması gereken dengeler, vücuda alınan maddelerin yönetimi ve ortaya çıkan atıkların vücuttan uzaklaştırılması ile mümkündür. Bu dengenin bozulması iç ortamda yaşamsal fonksiyonları bozar. Bozulan yere, bozulma süresine ve bozulma derecesine göre farklı hastalıklar ve bunlara bağlı farklı şikayetler ortaya çıkar. Son yıllarda yapılan çalışmalar sindirim kanalının sadece besin alımı ile ilişkili olmadığı, birçok dahili hastalıkla sindirim sisteminin ilişkili olduğunu düşündürmektedir. Bu nedenlerin başında bağırsak (enterik) sinir sisteminin organizasyonu gelmektedir. Bağırsaklarda bulunan sinirsel mekanizmaların vücut üzerinde en az beyin kadar etkili olduğu düşünülmektedir. Bağırsak yapısının bozulması Geçirgen (Sızıntılı) Bağırsak Sendromu denen hastalığa neden olmaktadır. Bu da başta otoimmun hastalıklar olmak üzere birçok hastalığın ortaya çıkmasını hızlandırmaktadır…